24 Mart 2012 Cumartesi

OyuncakDenizi.com

Akşamın şarkısı Teoman'dan, Saat 03:00.

               -------------       -------------       -------------      --------------       -------------      ------------

2009 yılında Mars Teknoloji Bilişim adıyla kurulmuş bir online oyuncak satış sitesi, Oyuncak Denizi. Şirket kurucusu ve sahibi Serkan Hondur İTÜ Jeoloji Mühendisi, mezuniyetinden sonra bir süre mühendisliğe devam etse de sonrasında e-ticaret fikrine kapılıyor ve şirketi kurduktan sonra ofiste ürün kategorilerini sisteme tek tek kendisi girerek bugün piyasanın önemli aktörlerinden oyuncakdenizi'nin yolunu açıyor.
Oyuncak tedarikçilerinin yoğun olarak yerleştiği İSTOÇ'ta kiralanan bir ofiste başlatılan işler, sektördeki rakiplerin lojistikteki açıklarından faydalanılarak geliştiriliyor. Rakipler sattıkları ürünleri en az üç gün sonra kargoya verirken, Serkan Hondur "niye bekliyorlar ki acaba?" sorusuna anlamlı bir yanıt bulamayıp, satış işlemi gerçekleşir gerçekleşmez ürünü  tedarikçisinden satın alıp, paketleyip kargoya iletiyor ve iyi ki de öyle yapıyor. Benzer şekilde, oyuncak sektöründeki rakiplerin internet sayfalarında yayınladıkları resimlerin yeterince başarılı olmadığının da farkında ve bu açığı da kendi için faydaya dönüştürerek rekabet avantajı yakalamayı başarıyor.


Açıkçası bugün oyuncakdenizi.com'un online oyuncak pazarında çok güçlü rakipler var da denilemez. Toys'r'us online satışta kendini geliştirse belki ciddi bir rakip konumunda olabilir, ancak fiziki mağazalar online satışa rakip görülmüyor. Hali hazırdaki en büyük rakip: Toyzzshop. Rakipleri tanımak, sektörde kim, ne satıyor, hangi fiyattan satıyor bilmek, takip etmek oldukça önemli. Ancak oyuncak piyasası fiyat birliğini neredeyse oturtmuş olduğundan çok farklı rakamlarla satış yapmak, fiyatta farklılaşmaya gitmek oldukça zor. Öte yandan, Türkiye de dahil olmak üzere dünya oyuncak piyasasının %85'ini Çin üretimi mallar oluşturuyor. Dolayısıyla ürün farklılaştırması da oldukça zor. Rekabetteki farklılığını müşteriye gösterebilmek için önemli olan hizmet kalitesinin geliştirilmesi ve yeni oluşan oyun pazarların takip edilerek, iyi fikirlerle birleştirilerek müşteriye sunulması. Çünkü oyuncak ve oyun sektöründeki rekabet temelli değişim zaman içinde iş modellerinin de değişmesini gerekli kılıyor.
1 milyar dolar değerini bulan Türkiye'deki oyuncak sektöründe perakende pazar olgunlaşmış durumda, ancak telesatış ve online satış pazarları henüz doygunluğa ulaşabilmiş değil. Bunun yanında Türkiye'de e-ticaret de hızlı başlamış ve hızla yükselen bir trend. E-ticaret dalgası büyürken online pazara ilk adım atanlardan olmak bu dalgayla beraber büyüyebilmek demek, çünkü pazar doygunluğa ulaştıkça yeni girişler zorlaşacak, fark yaratacak fikirler, dikkat çekecek iş modelleri ayakta kalabilecek sadece. Bu açıdan bakıldığında oyuncakdenizi.com bu dalgayla beraber büyüyor (simbiyotik yaşam!) ve online pazardaki geçmişi önündeki en büyük avantajlardan.
Kuruluş döneminde oyuncakdenizi.com online marketing için bütçe bile ayıramamış bir şirket, ancak arama motoru optimizasyonuyla siteyi internet üzerinde görünür kılabilmek şirketin önünü açmış en önemli nokta gibi duruyor. Aslında Serkan Hondur süreci şu şekilde tanımlıyor:  adwords optimizasyonu > reklam > iyi ciro > yüksek pazarlık gücü (bankalar, kargo şirketleri, tedarikçilerle iyi anlaşmalar, düşük komisyonlar).

"Çöp ürün satmıyoruz!" sloganıyla yola çıkan ve bugün sepet ortalaması 2.5 ürün olan oyuncakdenizi.com, lisanslı orijinal ürün portföyünde silah ve tabanca tarzı oyuncakları bulundurmayarak çocukları koruma adına da önemli bir misyonu yerine getiriyor. Aynı zamanda sağlık belgesi bulunmayan ürünler de hiçbir şekilde satışa sunulmuyor.
Müşterisine verdiği değer kadar ekibini de değerli gören şirkette herkes birbirini kolluyor, gerektiğinde herkes her işi yapıyor. Özveri, liderlik ve ekip oyuncakdenizi.com'un ayakta tutan ve büyüten değerler olarak öne çıkıyor.

Not: Şirket adı Romalı savaş tanrısı Mars'tan esinlenerek seçilmiş, ancak alan adı için farklı bir isim seçilmesi banka bilgilerini paylaşırken bazı müşterilerin anlayışını güçleştiriyormuş.
Öneri: Eğer mümkünse siz şirket adınızla alan adınızı aynı tutun!





22 Mart 2012 Perşembe

INDIRDIK.com


Belle & Sebastian - i want the world stop!

              -------------       -------------       -------------      --------------       -------------      ------------

Genç ve gerçekten başarılı girişimcilerden indirdik.com'un kurucusu Mustafa Acet.
Yıldız Teknik'i kazanıp İstanbul'a taşınmak Mustafa Acet'in hayatındaki dönüm noktalarından biri gibi. Anladığım kadarıyla öğrencilikten çok girişimcilik ruhuyla gerçekten bütünleşmiş olan bu başarılı kişilik, ilk başlarda yurttaki odasından freelance web sayfası tasarlama girişimlerinde bulunmuş. Sene 2003. Sonrasında bu işi büyütüp şirket kurma kararı alıyor ve Mecidiyeköy'de bir ofis tutuyor. Ancak sadece web sayfası tasarlama fikriyle işini ölçeklendiremeyeceği düşüncesi, üstüne para kazanma gerekliliği ancak piyasada rekabet edecek gücünün olmayışı, ve üstüne ailesinin özellikle de annesinin beklentileri bir çıkış yolu bulmasını gerektiriyor. Bu esnada "Her Gün Tek Ürün" iş modelini fark etmesi ise kendisi için ikinci dönüm noktası ve başlangıç: bendeistiyorum.com. Sene 2007. Site üzerinden ilk alışverişin ilk gün gerçekleşmesi ise işin en cesaret verici yanı olmalı.

bendeistiyorum.com açısından önemli, üç büyük şirketle üç ortaklıktan söz edilebiliyor. Koç Holding ile "Paro" ortaklığı, Turkcell üzerinden mobil ödeme ve son olarak e-ticaretin Türkiye'deki devlerinden GittiGidiyor.com'un şirketin %40 hissesine talip oluşu. Sene 2010. Şirket bu yeni ortaklıkla birlikte adını da değiştiriyor ve indirdik.com sahneye çıkıyor. GittiGidiyor.com'la iş ortaklığı kurulması bireysel olarak Mustafa Acet açısından da oldukça önemli, çünkü şirketi büyürken sektörden güçlü bir firmayla iş birliğine gitmek gelecekte işine referans oluşturacak ve değer katacak noktalardan. Sene 2011. Mustafa Acet "Global Üniversiteli Girişimci Yarışması"nda Türkiye'nin en iyisi seçiliyor ve finalist olarak New York'a gidiyor. Dinleyenleri kıskandıracak kadar başarılı bir girişimcilik hikayesi gerçekten de, Mustafa iyi ki de büyümüyorsun!
Girişimin ilk dönemleri ise oldukça zor geçmiş, sanal POS satın almadan kargo ve tedarikçi anlaşmalarına kadar zorlu bir süreç. Ancak startup'ta dağıtıcıların peşinden koşulurken, şirketin kendini kanıtlamaya başlamasıyla beraber güç sahipleri yer değiştirmiş ve bu kez dağıtıcılar şirketle iş geliştirebilmenin peşine düşmüşler. Dolayısıyla şirketin pazarlık gücü oluşmaya başlıyor ve gerisi kendiliğinden geliyor. Tecrübelere dayalı günlük satış tahminleri sonrasında indirdik.com tedarikçisinin belirli sayıda ürününe bloke bile koyabiliyor bugün.
Şirket alibaba.com üzerinden geliştirdiği kontaklar sayesinde ithalata da başlamış durumda. İthalat daha kolay ve avantajlı görünüyor, çünkü aracı firmalar devreye girmediğinden bazen fiyatlar oldukça iddialı rakamları bulabiliyor ve bu şekilde ucuza satmak için indir'mek çok da zor olmuyor.

indirdik.com şu anda oldukça yüksek ziyaret edilme rakamlarına ulaşmış durumda. 30 çalışanıyla departmanlaşmayı oturtmuş, ayda yaklaşık 1 Milyon Türk Lirası ciro yapan bir şirket. alexa.com 'the web information company' üzerinden analiz edildiğinde Türkiye'de en çok izlenen 180. firma olduğu biliniyor. Site sadece bir ürün kategorisine odaklanmış bulunmadığından niş bir piyasaya hitap etmiyor. Aslında herşey'in satışı yapılıyor sitede. Ürün yelpazesi oldukça geniş, her gün fırsat'lar farklılaştıkça ürünler de değişiyor. "ŞOK fiyattan HIZLI satış"a yönelik bir iş modeli. Mevcut ihtiyaca yönelik ürünlerden çok, ilgi çeken ve o anda ihtiyaca dönüşüveren ürünler sunuluyor. Müşteri satın almak için gelmiyorsa bile, ihtiyaç sitede oluşturuluyor. Sepet ortalaması 3 ürün ve 60-65 Türk Lirası denilebilir. Müşteri profili ise "beyaz yaka plaza insanları!". Anlaşılacağı üzere daha çok geek tayfaya yönelik ürünler satışların çoğunluğunu oluşturuyor. Ancak kullanıcı sadakati de oldukça yüksek, bir kere alışveriş yapan müşterilerin büyük kısmının bir başka alışveriş için siteyi yeniden ziyaret ettiği biliniyor.







19 Mart 2012 Pazartesi

Bil.

Yazmaya isim babamız Büyük Ev Ablukada'dan bahsederek başlamalı diye düşündüm.

18 Mart 2012
Büyük Ev 4. kez Ablukada ve bu kez yuvada, Kadıköy Karga'da. O gün mutsuz bir Afordisman, bence baya güzel Galvaniz, sandalye tepelerinde bir Canavar Banavar ve evet evet lilililerlee. Dahası da var: sürekli fotoğraf çeken, dinlemek yerine konuşup duran sinir bozucu çoğu kız liseliler. Hatta çatı katı, kalabalık, sıkışık, hatta nefes yok! Konserin yarısında Korhan Futacı'nın gelip saksafonuyla şarkılara eşlik etmesi ve benim kendisini tanımamam da ayrı bir dünya tabi. 
Şimdi buyurun dizimin dibindeki herhangibirkızarkadaş'ın kamerasından Evren Bozması:


Farkettim ki hayallerim kırılarak ayrılıyorum artık konserlerinizden, çünkü daha güzel hallerinizi de görmüştüm Krek'te. Ayrıca 2011 sonundan beri sosyal harcamalarımın çoğunu size yaptığımı düşünürsek "artık biri bana dur! dese güzel olurmuş" diye de içimden geçirmiyor değilim. Ama evet keşke kek gibi kararlı olabilseydik...