23 Eylül 2013 Pazartesi

How could you be so perfect for me?

Şükür ki halimden anlayan bir insan var yeryüzünde. 
Hatta üşenmemiş oturup beni yazmış. 

Somewhere along the way my hopefulness turned to sadness
Somewhere along the way my sadness turned to bitterness
Somewhere along the way my bitterness turned to anger

Somewhere along the way my anger turned to vengeance
And the ones that I made pay were never the ones who deserve it
And the ones who deserve it they'll never understand it
Yes, I know I am going to hell in a purple basket
At least I will be in another world, while you're pissing on my casket

How could you be so perfect for me?
Why can't you ignore the things I did before?

Somewhere along the way exacting vengeance gave excitement
Somewhere along the way that excitement turned to pleasure
Somewhere along the way that pleasure turned to madness
Sooner or later that kind of madness turns into pain
And the ones that I made pay were never ones who deserved it
Those who helped me along the way, I smacked them as I thanked them

Yes, I know I am going to hell in a leather jacket
At least I will be in another world, while you're pissing on my casket
All that I can do now is sing a song of faded glory
And all you got to do is sit there up great and make them horny
Together we will sing songs and tell exaggerated stories
About the way we feel today, and tonight and in the morning

How could you be so perfect for me?
Why can't you ignore the things I did before?

Take all your fears, pretend there all true
Take all your plans, pretend they fell through
But that's what it's like for people in this world
The rich or poor,
Muslims or Jews,
When the roles are reversed, opinions are too!
That's all I am going to say now
Before, they come knocking on my door now




10 Eylül 2013 Salı

tell me where's your hiding place

Rock'n Coke 2013 deyince:
Upuzun yol. Yolu bilmeyen servis şoförü. Kapıda upuzun kuyruk. Bu sene ne çok kalabalık. Editors çalıyor yetişemedik. Büyük Ev Ablukada zaten çoktan kaçmıştı lilililerle. Çekmeyen telefonlar, kapanıveren telefonlar, ulaşılamayan arkadaşlar. Binlerce biletli insana sadece iki şarj istasyonu mu? Neredeyse tüm tanıdıklar buradaymış. Spesifik bilgi giriyorum, Kadıköy Anadolu 2008 mezunlarından görmediğimiz kim var? Duman David Bowie coverlamaya çalışıyor, ama fazla içmiş. 'This is not America. Hmm this is not Pennsylvania' mı dedi şimdi o. Sıkıştık önlerde biraz ama Hurts ne güzel, stay'i söylerken. Bir de alan inledi: dont let go! never give up! such a wonderful world! Bilmem gerçi bazen de pes etmeli, bırak gitsin.
Arctic Monkeys sahne önünde yaş ortalaması 15, cinsiyet kız, kızlar sarışın, ciddi bir göz makyajı söz konusu. Canavar Banavar'la yan yana konser dinlemek. Saçlarını kestirmiş, yakışmış. Benimki de yakışmış öyle dedi, haydi bakalım. Alex ve saç tarağı, iki kez çıkardı düzenledi saçlarını bir de pis. İstasyonda elektrikler kesik, iyi telefonu şarj edemeyelim o zaman bu gece. Yemek kuyruğuna girmeye üşenip aç aç çadıra dönmek. Kırmızı uyku tulumu. Sabaha karşı epey soğuk yapıyormuş yalnız.


Koşa koşa gelen kara bulutlar, rüzgar da var. Konserler bir türlü başlayamadı. Party Arena güzel ama bugün, oh hem de gölgeli. 123. 123'e dair tek anım Kings of Convenience Erlend'la yaptıkları dans olarak kalabilir, fazlasına ihtiyaç yok. Rebel Moves ve tek bildiğim 'sheeeeeeep'. Çok güneş. Şarj bekleyişleri vol148. Beklerken tanıştığım kimse yüksek lisans yaptığıma inanamıyor, yapmayın 15 yaşında da göstermiyorum. Babylon Circus, nasıl bir enerji o? Üflemelileri çalan müzisyenlerin ciğerleri sönmüş olmalı. Adeta Korkoro filmindeki çingene ailenin reenkarnasyonusunuz, nasıl sevdim. The Cribs'i dinleyememek (gürültüye dayanamadı). Teoman'ı ise ancak ekrandan gördüm yürürken, siyahlar giyinmiş, hala güzel. Zaten kendisi 2007 Kalfest'indeki slim fit beyaz gömleğiyle hafifmeşrep şarkısı Zamparanın Ölümü'nü söyleyip duruyor hala içimizde.  
Klaxons pazar gününün anlam ve önemi, adamlar çıldırdı! Ortalık toz duman, salonda hep beraber eridik. Pikachu bayrağına da değinmeden geçemeyeceğim, canım Glastonbury'den mi geldin? Jamiroquia, pek tanışamadık ama sanırım tüm şarkıların çok uzun, ama en azından dinlenebiliyorlar. Zira Prodigy'de bunu başaramadım, koşarak uzaklaşmak.
Ve gecenin sonunda tüm tanıdıkların kapanan telefonları, thank you universe!
Eve dönüş 04:57. Festival pasağından kurtulup yatağı görmek 05:45 falan.
Böylece Coca Cola eşşek gibi markaladığı bir organizasyonu daha tamamlıyor. Zaten adım başı markalı etkinlik alanlarıyla dolu içerisi de: Sony, Durex, Veet, Mavi vb. Broşürde diyor ki 'Genç, dinamik ve özenli stilin temsilcisi Mudo .......... festivalcilerin keyif, eğlence, moda ve alışveriş durağı olmaya hazırlanıyor'. Baya açık. Festivalcilerin kültürünü mü yakalamaya çalışıyorlar, festivalciler için international bir tüketim kültürü yaratmaya mı? Bildiğiniz kullanılıyoruz yani, öyle fena.
Artık her konsere gidişimde mutsuzluğun zirvesini görüyorum bunlar yüzünden, ama sponsorsuz da etkinlik yapılamıyor piyasa sağolsun. Ve Arctic Monkeys'i kim getirse koşardım zaten haklısınız, o değil de asıl etraf çok bozdu.
Yaz bitti, haydi bir an önce İzlanda'ya kaçalım mı artık. Orası da böyle azdıysa ağlayabiliriz..




2 Eylül 2013 Pazartesi

the dark side of ads: spellcasters

Tüketicinin kral olduğu zamanları mı yaşıyoruz gerçekten?
Hem de biz tükettikçe bizi daha çok 'sevmeye' can atan markalarla aynı dünyada yaşamaya çalışırken: Unilever, Intel, McDonald's, P&G imparatorlukları ve MTV (o da kendi sektöründe hatrı sayılır bir çete).
Bazıları için bir mutlu vaka, Bilim ile Pazarlamanın Evliliği: Nöromarketing 
Pazarlamanın öznesi olan insanın, beyninin nasıl çalıştığını ve nasıl karar verdiğini bilimsel tekniklerle ölçen bilim-pazarlama alanı.   
Tabi bu teknik cümlede tanıtıldıkları kadar masum değillerdi.
İşte nöromarketing'i kullanan ve farkına bile varmadığımız bilinçaltı süreçlerimize göre kurgulanan reklamların yönlendirdiği satın alma ve tüketim davranışlarımız, bizimdi sandığımız tutum ve inançlara dikkat çekmek adına hazırlanmış küçük bir bilinçlendirme çabası: Spellcasters by The World Business Academy.


İnsanların düşünebiliyor olması ve bilimin gelişmesi dünyamız için o kadar da yararlı olamıyor bazen.
Bunu atom bombasının keşfinde değil de kullanımında anlamıştık hani, keşke unutmasaydık.
Şimdi benim gibi siz de üzülmeye başlayabilirsiniz, etrafınız çevrildi.