23 Mart 2014 Pazar

Just pick up your shoes and go!

Biz burada çok ciddi memleket meseleleriyle birbirimizi yiyip her gün bir başka kişisel hırsla başa çıkmaya çalışırken bazı insanlar masal dünyalarda büyümüş, masal meslekler edinmiş ve masallarından siz de bir parça tadıverin diye dünyayı geziyorlar. 
Kıskandığımdan değil ama böyle müzik dolu, sakin, mutlu, samimiyet taşan dünyalarla konserden konsere karşılaşmak da biraz boynunuzu büküyor (ayrıca İzlanda'da her ailenin en az bir başarılı müzisyen vermesi yeteneğine hiç girmek istemiyorum).


Amiina.
MONEY dinleyeceğim ben! deyip de Airwaves'te kaçırdığım konserlerini telafi edebileyim diye İstanbul'dalar.
Amiina kızları multi-enstrümantalist tanımı için en doğru kişiler, zira konser boyu dokunmadıkları (isimlerini hiç bilemediğim) müzik aleti kalmıyor. Sahnede sürekli bir hareketlilik, aynı şarkının içinde birini bırakıp diğer enstrümanı alıyorlar ellerine.
Bir kere o keman yayını kim icat etti bilmiyorum ama keman yayını bilimum alete dokundurup hayali tınıları dünyamıza taşımayı ilk hayal edenler kesinlikle İzlandalılar olmalı! Haliyle bizim ruh halimiz de konser boyunca renkli hayallere karışıyor.
What are we waiting for?
Just pick up your shoes and go!
Ve 'doyamadıklarımızdan bir kuple daha' şeklinde, ancak zihinlerimizde (ve çoğu zaman dilimizde) kalacak şekilde hiç fark etmeden bitiveriyor gece.


Kendime not: Borusan Müzik Evi sahnenin hemen önündeki masalara oturup da akustik konser dinlerken mutluluktan uçabileceğin mekanlardan biri. Takip etmeyi unutma!




16 Mart 2014 Pazar

El Empleo

Serbest çağrışımla unemployed in summertime demek isterdim çok. Diyemedim.
Kanıksadığımız, toplumsal mı üretimsel mi artık sorgulama gereği duymadığımız roller yüzüme çarptı yeniden. 
Yoluna paspas olduğumuz modern dünyalarda daha fazla yorulmamak dileğiyle...