21 Haziran 2014 Cumartesi

whatever colors you have in your mind..

İstanbul'da Bob Dylan'la yapamadık. Olmadı. 
Hani tamam belki şarkı aralarında konuşmazsın, ruh halin tribin öyledir, salondaki hissiyatı(!) bozmak istemiyorsundur ve benzeri de, giderken bir thank you bir good nite demez mi insan, neden demez, sen de dahil hepimiz onca yoldan gelmişiz.
En azından bizim oralardan şarkılar çalsaydın bari biz kendi kendimize etkileşirdik oturduğumuz yerde.
Ayrıca konserde 20 dakika ara? 
Zaten etkileşememiştik, alışamamıştık birbirimize onu demiştim dimi.
Oturduğumuz yer demişken, bir daha koca platformlu koca salonlardaki konserler oturmalıysa gitmemeye karar verdim.
Bir de o kırmızı ceketli bandomsu amcalar... 
Şekillere bürünmek, büründürmek hoş değil bazen, Bob Dylan and His Band'i böyle bağırmak.

Ama müzikten değil de sözlerden hangi şarkıydı bu'yu yakalamaya çalışmak pek hoş olmuyor Bob. 
Bir kere sanatçı kendi şarkısını coverlamamalı ya, cover başkasının işi.
Tamam o yaşta böyle bir Blowin In The Wind beklemiyorduk zaten ama yine de daha mutlu bir gece olabilirdi bence.....





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder