Ağlamak şu gelip geçici dünyada
Her şeye rağmen var olmak demek
Ağlamak yaşayan binlerce duygu
İnsanca ve coşkulu güzel bir şeydir
diyor ya hani şarkıda. Var olmak neden böylesine yorucu peki? Neden bir anda dağılıveriyorsunuz hiç fark etmeden. Aynaya baktığınızda çok güçlüsünüz, kale gibisiniz, herkes güvenir size. Ama içeride bir yerlerde kırıklar vardır, çok büyük. Ve o kırıklar çok batıyordur bazen. Bir anda, durduk yere. Nereden hatırladım da geldin ki şimdi yine başıma? dersiniz önce. Yoksa hiç unutmamalı mıydım? gelir sonra da. Unuttuğunuzun farkına varmak bazen en can acıtanıdır.
Bazen kaybettiğiniz birini hatırlarsınız. Sonra neden ki "bazen" dersiniz, siz hiç farkına bile varmadan yola devam ediyorsunuzdur. Böyle de devam ediyordur hayat, ama birileri artık yoktur. Çok mu erkendi gitmesi için? diye düşünürsünüz ama elinizden gelen "hiç" de bir şey yoktur.
Akıl, zihin, bilinçaltı her neyse öyle fena ki. En umulmadık sahneleri baştan, en baştan yaşayıp durursunuz. Filmlerde bahsedilen hayatınızın kısa film şeritleri sadece vurulduğunuzda ya da ölürken gelmez gözlerinizin önüne. Eğer sevdiğiniz birini kaybettiyseniz, onunla geçtiğiniz her köşebaşında o şeritler sizin önünüzde akıyordur zaten.
Ama yapacak bir şey yoktur. Durduramazsınız.
Mutluluktan bahsediyor ya insanlar, sonra da yalnızlıktan bahsediyorlar.
Mutluluğun ön koşulu sanki yalnız olmamakmış gibi. Yalnızlık tanımı ise
çok değişik, karmaşık. Çevreniz kalabalık bile olsa çok da güzel yalnız olabiliyorsunuz.
Herkesin içinde ayrı bir derya var en yakınının bile bilemediği,
yaklaşamadığı. Ya da sadece yaklaştırmayanlar için mi bu böyle? Bazıları yalnızlığı kendileri seçmiştir tabi belki. Yakınlarda birini bulundurmayarak, kalplerine yaklaştırmayarak kendilerini koruduklarını düşünürler belki.
Belki de bunu hiç de bilinçli yapmıyorlardır, çünkü başka bir yolunu bilmiyorlardır.
Bu oyun gibi, deney gibi bir şey sanırım. Hangi tanım doğru, hangisi yanlış, hangisi olunmalı kimse bilmiyor. Hangi ruh en çok puanı topladı ya da doğru yolda ilerliyor bilemiyoruz. Ama hangi yolu seçerse seçsin, yol boyunca ruhuna en az zararı veren gülümseyerek gidiyor olmalı bu dünyadan. Gerçi bu konuda da doğru yanıtı bilemiyorum, çünkü bu dünyayı bırakıp gidenlerden sadece birini çok yakından gördüm ben. O da çok yorgundu giderken, onu biliyorum.
Bir şarkı dinlerdim, müziği öyle hüzünlüydü ki. Dinlerken çok ağlamasam da, çok ağlamaklı olmuşumdur.
Ağlamaktan vazgeçip sözlerine dikkat ettiğimdeyse aslında uzun zamandır bir masalı dinleyip hüzünlendiğimi fark ettim... Hospital Bed
Sen hiç uyumasan da, iyi geceler dünya!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder